Selam 20’likler ve 20’lik kalanlar.
Nasılsınız? 20’liğin üçüncü sezonunda bir yer değişikliği ile sizlerleyiz. İki senedir Aposto’da yayımlanan bültenimiz artık Substack’te!
Çevrimiçi rakı soframızda politikadan, kültür sanata, yemekten, ekonomiye birçok konuya 20’lik lensi ile yaklaştığımız makalelerin yanısıra, 20’li yaşlarında ilham verici işler yapan gençler ile röportajlar, podcast bölümleri, videolar ve daha niceleri mevcut.
20’lik, Türkiye’nin yayıncılık ve medya dünyasında önemli bir ihtiyacın varlığını gözler önüne serdi ve bu konuda öncü oldu. Neydi bu ihtiyaç? Genç nesli anlamak, 20’liklere ses vermek ve onlara dayanışma içerisinde birlikte üretebilecekleri, gelişebilecekleri, duyulabilecekleri bir platform oluşturmaktı. İşte 20’lik tam da bunu hedefledi ve bu yolda ilerledi. Ülkemizin ve dünyamızın zor zamanlardan geçtiği bu dönemde, gerçekleri inkar etmeden umutla devam etmenin öneminin altını çizdi. Bu jenerasyonun nabzını tutan içeriklerin öncülerinden biri oldu. Günümüzde farklı mecraların da genç nüfusu olabildiğince yargılamadan, ‘amma kahve içiyor ve ne kadar şımarıklar’ alt metnini sunmadan desteklemeye çalıştığını görüyorum. E yani, sonunda. Bu hareketi başlatanlardan biri olmaktan gurur duyuyorum.
Yeni başlangıçlar biraz korkutucu oluyor. 20’liği başka bir mecraya taşırken tabii ki endişeleniyorum. Bu yayını okuyanlar, Substack’te de okumaya devam edecek mi? 20’liği istediğim yere getirebilecek miyim? Yaptığım iş sevilecek mi?
Ama şu iki sezonda öğrendiğim bir şey varsa, o da, 20’liğin harika bir topluluğa ve destek mekanizmasına sahip olduğu. İçtenlikle söylüyorum, yanımda olduğunuzu hissediyorum. Bu 20’liğin iki takipçisi varken de böyleydi, 100,000 takipçisi olduğunda da böyle olacak. 20’liği bu denli büyüttüğünüz, sevdiğiniz ve desteklediğiniz için çok teşekkür ediyorum sevgili okurlar.
Son olarak 20’liğin ilk sayısında yazdığım bir şeyi paylaşmak istiyorum:
“20'li yaşlarında olan ve hayat ile ilgili birçok sorusu olan bir birey olarak aşktan, iş bulmaya, hayatımı organize etmekten daha varoluşçu sorulara kadar düşüncelerimi yazdığım ve umut ediyorum ki sizlerin de bu sorularımı, çığlıklarımı ve düşüncelerimi okuyarak kendinizden bir parça bulabileceğiniz bir yayın yapmak istedim. Sizden çok bana iyi gelebilir tabii, ama neyse denemek lazım…”
Ve o kadar iyi geldiniz ki. Umarım 20’lik de size iyi gelmiştir. O zaman ne diyoruz? Paylaşmaya, birbirimize destek olmaya ve ‘ben n’apıyorum ya?’ diye sormaya devam gençler.
20’lerimize, 20’liklere, 20’lik kalabilenlere, kısaca hepimize, şerefe!
Yeni evimize ve sezonumuza hoş geldiniz.
Yasmin <3
Hoş geldin 20’lik🩷🌸