Eğer ona yeterince zaman verirseniz, Batuhan bir düğünün fotoğraflarını ve videosunu çekebilir, bunun üstüne kurgulayabilir, fotoğraflara photoshop yapabilir, iki-üç düğün hikayesi çıkarabilir ve teslim edebilir. Bu performansı sadece düğün değil, başka etkinliklerde de gösterebilir. Yapmışlığı da var zaten. Ama bu yeteneğinden bahsetmeden önce onu tanıtmak istiyorum.
Batuhan Akkuş, 1997 doğumlu bir Urla sakini. 20li Yaşlar podcastinin de sunucusu ya da kendi tabiri ile “konuşmacısı.” Akhisar'da doğup büyümüş, Yeditepe Üniversitesi’nde Elektrik ve Elektronik mühendisliği okumuş, Erasmus’ta Avusturya'ya gitmiş ve hiç ders kaybı yaşamadan dönmüş. En sevdiği renk yeşil sonra turuncu. Takımı da Galatasaray.
Batuhan’ın iş başvurularında bulunurken sadece İzmir’e başvurup Urla’ya taşınması, birçok genç için alışılmışın dışında bir adım gibi gelebilir. Ama aynen bu adım 20li yaşlarında insanların farklı yollar izlediğini, farklı isteklerinin olduğunu gösteriyor. Batuhan üniversiteyi İstanbul’da okurken de sessiz bir hayata sahipmiş. Son senesinde kardeşi ona katılana kadar evde tek yaşarmış. Evinde 10-15 çiçeği varmış, her sabah onları sular, çayını demler otururmuş.
Öğrencilik yıllarında 1,5 sene Apple’da çalışmış. Okuldan işe oradan Kadıköy’e gidiyor, İstanbul’un bitmek bilmeyen enerjisi ve hareketinin tadını çıkarıyormuş. Ama yorulmuş.
“İstanbul’da bir yere gidebilmek için minimum 1 saat harcamak, bunu hesaplamak beni çok yordu. Bir de ne kadar kazanırsam kazanayım İstanbul için yetmiyormuş gibi geliyor. O yüzden biraz sinir oldum ‘ya dedim hay senin İstanbuluna’.”
Dinlenme ihtiyacını, birçok kişinin tersine dinlemiş ve kız arkadaşı ile Urla’ya yerleşmiş. Pandemide İstanbul’u özleme fırsatı olmamış ama arada Kadıköy’de dolaştığını hayal ediyormuş. 4-5 seneye geri dönmeyi düşünüyor.
İçinde kurgu olan her şeyi yapmaya çalıştığını paylaşıyor. Bu yüzden Youtube kanalına photo vloglar koyuyor, fotoğraf çekiyor ve podcast yapıyor. Küçükken, evlerindeki analog kamera ile resimler çekiyormuş. Sonrasında babası, bir dönem aşırı popüler olan dijital Sony kameralardan almış. Batuhan da onunla kısa filmler çekmiş, hatta biri ortaokullar arasında bir yarışmada ödül almış.
Çocukluğunda yazları boş durmamak için iş arıyormuş ve annesinin bir arkadaşının fotoğrafçı tanıdığı ile çalışmaya başlamış. Orada profesyonel makinalar, ışıklar ile tanışmış. Bu stüdyoda 7 yaz boyunca çalışmış. Bu deneyimin hayatını tamamen değiştiren bir kırılma noktası olmadığını söylüyor — zaten kırılma noktalarına inanmazmış. Düğün ve etkinlik fotoğrafı kurgulama, çekme, photoshoplama becerileri de bu yaz işi sayesinde gelişmiş.
Bu sanatsallığın diğer tarafında ise fiziğe duyduğu ilgi var. Fizik onun için hayatı anlamaya yardımcı olan bir bilim.
“En azından evren hakkında ya da yaşadığımız şeylere cevap verebilmek için hayatımda fizik olmasını hep istedim,” dedi.
Elektroniğe de fotoğraf-video işlerine de ilgi duysa da, bu ikisi arasında daha fazla kazanabileceğini düşündüğü bölümü seçmiş.
“Fotoğraf ve video işlerini hobi olarak yapabileceğimi farkettim ama elektroniği yapamayacaktım. Bari onu okuyayım dedim,” dedi. İleride fotoğrafçılık ve elektroniği birleştirerek Canon gibi bir firmada çalışmak istiyor.
Batuhan zaten farklı deneyimlerin hayatına artılar kattığına inananlardan. Üniversitede mühendislik okurken aldığı yağlı boya dersini, geçmesi gereken bir ders olarak görmekten ziyade gerçekten öğrenme fırsatı olarak görmüş.
“Albus Dumbledore'un da dediği gibi bizi biz yapan seçimlerimizdir. Ben resimi, fotoğrafçılığı, mühendisliği birleştirdim, şimdi podcasti biraz birleştiriyorum en sonunda ortasında bir şey çıkıyor. Aslında beceri dediğin, yetenek dediğin, kişilik dediğin bence bu. Sen başka şeyler karıştırırsan, başka bir şey olur,” dedi.
Okulu ve öğrenmeyi çok sevenlerden. Anne ve babasının öğretmen olması ve “öğretmenler odasında büyümesi” de bunda önemli bir rol oynuyor. Okulda yüksek not almayı seven, başarının verdiği histen hoşlanan biri — notlarının çok da iyi olmadığını ama kendi standart ve prensipleri olduğunu ekliyor. Bu arada Batuhan, okul yıllarınızda arkadaş olmak isteyeceğiniz biri. Ipad üzerinden harika not tutar, farklı renkler kullanır ve arkadaşları ile de notlarını paylaşırmış.
“Ben hep öğrenci kalacakmışım gibi hissediyorum. Okuma isteği veya bir şeylere kafa yorma isteği her zaman olduğundan öğrencilik zamanımı baya özlüyorum,” dedi.
Zaten 20li Yaşlar podcast de üniversite spor kulübünde başlayan arkadaş gruplarında ortaya çıkan bir fikirmiş. Ama o dönem sınav, hayat derken büyük gruptan sadece Batuhan ve Arda kaydetmeye başlamış. Zaten sıkça telefonda konuşan ikili, hafta içi konuştuklarını hafta sonu podcast için toparlıyorlarmış. Üçüncü bölümleri için Arda’nın evindeyken Türkiye’de pandeminin başladığını açıklaması yapılmış, onlar da herkes gibi birbirlerinden uzak kayıtlara devam etmişler.
Sonralarda kulüpten arkadaşlarını, farklı konular konuşabildikleri insanları almaya başlamışlar. Arda yakın zamanda podcastten iş nedeni ile ayrıldığından, Batuhan solo podcast kariyerine başlamış oldu. Podcastte de kriptodan siyasete, aşktan Interrail’e kadar birçok farklı konudan bahsediyorlar. Sloganı ise bence genel odaklarını güzelce özetliyor:
Tek özellikleri 20’li yaşlarında olmak olan birkaç insanın hayata dair attığı, zaman zaman tuttuğu, çoğunlukla cozuttuğu podcast.
Podcast çekmeye karar vermesi şaşırtıcı değil. Her zaman ses ve video kaydetmeyi seven biri olmuş. Arkadaşları ile rakı sofrasındayken 1 saat sohbetleri kaydetmişliği olduğunu söyledi. İstanbul’da yaşadığı ve Spotify’a para vermediği dönemde metroya bindiğinde ses kayıtlarını dinler, arkadaşlarının anlattığı hikayelere tekrar gülermiş.
20li Yaşlar’ın, benim gibi pek podcast dinleyemeyen biri için, en ilgi çekici noktası da 20-30 dakikalık podcast bölümlerinin yanı sıra Lokmalık adını koydukları 5 dakikalık kısa bölümler yayınlamaları. Batuhan ve Arda üniversitedeyken, kalabalık bir okulda okumalarına rağmen, sıkça çamlık dedikleri kesişim noktasında karşılaşıyor ve birkaç dakika sohbet ediyorlarmış. Lokmalıklar da bu ayak üstü sohbetlerine özlem olarak ortaya çıkmış.
Batuhan 20li yaşlara gelmeden önce, herhangi 20 yaşında örnek alabileceği insan olmadığından bahsetti.
“Duman grubu vardı, 30-40 yaşında. İzlediğim dizilerde hep büyük insanlar vardı. Hayat Bilgisi izliyoruz atıyorum, o öğrencinin 35 yaşında olduğunu ben zaten görüyorum. 20 yaşında insan hayatımızda yoktu.”
Bu podcast ile de dinleyicilerini örnek 20likler ile tanıştırıyor. Burada ‘örnek’ derken, aşırı başarılı, mükemmel bireylerden bahsetmiyorum. 20lerinde insanları kafa karışıklıkları, gezme anıları, kalp kırıklıkları, politik görüşleri, tüm gerçeklikleri ile dinleyicilerine sunuyor.
“Biz hiçbir şeyde iddialı değiliz. Ben 20li yaşlarındaki bir insanın bir konuda iddialı olabileceğini de sanmıyorum. Çok başarılı insanlar var ama ne olursa olsun 5-10 yıllık tecrübe, 5-10 yıllık tecrübe ne olabilir? Aslında güzellikte burada geliyor, ben 20li yaşları bir tecrübe yaş aralığı olarak düşünüyorum ve farklı insanlardan sadece tecrübe dinlemek istiyorum,” dedi.
20li yaşlar podcast ile yolumu kesiştiren Bi'Milenyumlumuz Canan'a teşekkürler.