Lisede International Baccalaureate (IB) adlı çift diploma programını yapan öğrenciler bir şekilde birbirlerini bulurlar. Bu zor ve yoğun programdan çıkmış olan herkes, yaşları kaç olursa olsun, almış oldukları dersleri, korku hikayelerini, yazmış oldukları uzun makaleleri git gelli bir nostalji ile paylaşmadan duramazlar. Anlaşılan Aslı ve beni de belki bir araya getiren güç, denemek için sipariş ettiğim lezzetli pastasının yanı sıra bu paylaşılmış deneyimdi.
Aslı Demirhanoğlu 27 yaşında Ankara doğumlu bir pastacı, Cake Bar’ın sahibi ve IB kazazedesi. Çalışmadan başarılı bir öğrenci olan ablasının tersine okulu zar zor geçmiş olsa da hayat onu çeşitli yollar ile ( ki bu yolların bazıları vaktinde çok sinir ve moral bozucu duyuluyor) tam olması gereken yere getirmiş. Elinin yatkın olduğu, severek ve çok iyi yaptığı Cake Bar’ın hikayesi de aslında İngiltere vize ofisinde başlıyor.
Ankara’da Bilkent University Preparatory School’dan mezun olduktan sonra medya ve iletişim okumak için London College of Communication’a gitmiş. İngiltere’de bazı okullarda 3 senelik üniversite eğitimine başlamadan önce, bir sene foundation/hazırlık yılı okuyup bir sınav geçmeniz gerekiyor. O da ilk senesini tamamladıktan sonra, üniversiteye başlamak için vizeye başvurmuş. Üç kere reddedildikten sonra da üniversite kabulünü ertelemiş ve ‘gap year’ almış.
Bu sırada mutfak sanatları okuma fikri aklına gelmiş. Aklına nereden geldiğinden emin olmasa da bence lisede annesi ile gittiği yemek kursları ve anneannesi ile yaptığı tatlılar onun bilinçdışında hep kalmış. Zaten şu an pasta yaparken de anneannesinin eski ölçü kaplarını kullanıyor.
“Rahmetli anneannem benim ilham kaynağım. Evine gittiğimizde cream puflar, karamelli profiterol topları, ‘angel food cake’ leri ile büyüdük. Anneannem ya, evet…” dedi.
Bu fikri de takip ederek programlar araştırmış ve soluğu New York’ta International Culinary Center’da almış. Bu 6 aylık kısa ama yoğun bir programda daha çok Fransız teknikleri üzerine bir eğitim almış. Lisede kötü bir öğrenci olduğunu düşünse de, sevdiği konu üzerine yoğunlaşınca başarılı olduğunu görmüş. Ailesinin de desteği onu iyice teşvik etmiş.
“İnsan sevmeyince zorlasan da olmuyor. Benim de hiç hiç hiç ne matematik ne fizik ilgi alanım değil. Aşçılığa gittim o kadar keyif alarak okudum ki en üstte bitirdim. Keyif alınca oluyor bir şekilde. Güzeldi. Çok güzeldi,” dedi.
Şehir olarak da Londra’ya kıyasla New York’tan çok daha hoşlandığını söyledi.
“Su an olsa imkansız yani bu şartlarda. Zamanında şanslıymışım ki gidebildim oralara,” dedi.
Programa katılmak için gittiği vize randevusunda da vizesini okulun bittiği günün tam sonrasına vermişler. New York’ta geçirdiği 6 ayın ardından kalmak istese de iş bulması ve vize işleri zor olduğundan dolayı Ankara’ya geri dönmüş ve çalışmaya başlamış.
Küçüklüğünden beri ailecek gittikleri İtalyan restoran zinciri Mezzaluna’da 6 ay staj yapmış. Filmlerden, kitaplardan ya da Anthony Bourdain’den de bildiğimiz gibi restoranlarda çalışmak çok zor ve yorucu. Uzun saatler ve stres yapı taşlarını oluşturuyor. Aynı zamanda da erkek ağırlıklı bir sektör.
“Ben restoranda yapamazmışım, servisin stresi bana çok fazla gelmişti. Çoğu çalışan erkek zaten. Türkiye'de bir kadın için mutfakta çalışmak aşırı zor. Pek ciddiye alınmamıştım, sonra arkadaş oluyorsun o geçiyor,” dedi.
Ardından cheesecake üzerine yoğunlaşan bir yerde çalışmaya başlamış ve oranın pasta şefi olmuş. Bu da Aslı’nın pastacılık dünyasına ilk adımlarından biri olmuş. Bir süre sonra oradan ayrılıp İstanbul’a taşınmış ve Dolce’de çalışmaya başlamış. Bu onun ilk pastane deneyimi olmuş. Sonrasında çalıştığı Date ise butik pasta yaptığı yer olmuş.
“Ben normalde butik pasta yapmıyordum, daha çok ekler, profiterol gibi tatlılar yapıyordum. Butik pastayı bilmediğim için de elimi sürmüyordum. Ama yavaş yavaş, yapanları izleye izleye kendim öğrendim,” dedi.
İyi olduğunu görünce de Instagram’da bir sayfa açarak iş çıkışlarında yapıp satabileceği pastaları paylaşmaya başlamış. Cake Bar da 2018’de böylece başlamış. Tatlı sevmeyen biri olarak kendi yiyebileceği, yoğun ve lezzetli pastalar yapmak istemiş. Ana menüsünde oturmuş pasta çeşitleri red velvet, çikolata, vanilya, çeşitli ganajlar, meyve ve karamel ama isteğe göre çok farklı şeyler de yapıyor — mesela ben gözüme lotus kremalı bir kek kestirdim.
Çalışırken, devam ettirdiği Cake Bar yavaş yavaş büyüyünce işi bırakma kararı almış. Bu kararı aldığından beri işlerin iyi gittiğini, kendini de geliştirdiğini söyledi. Yoğun çalışma temposundan sonra kendi saatlerini belirlemek Aslı’ya iyi gelse de, geçtiğimiz aylarda kendini zorladığını itiraf etti.
“Tek başıma çalıştığım için yardım eden kimse yok. İnsanları kırmak istemiyorum bu yüzden sürekli sipariş alıyorum,” dedi.
Ne kadar pasta yaptığını sorduğumda “şurada biraz çıldırmışım mesela,” diyerek ajandasını açtı ve ekrana tuttu. 1-12 Haziran arasında 25 pasta yapmış.
“Nazar değmesin bir şeyler oluyor. Güzel gidiyor,” diyerek güldü.
Cake Bar’ın Instagram sayfasına baktığınızda yazılı, renkli pastalar ile kucaklanıyorsunuz. Aslı daha önce çikolata dekorlu daha komplike pastalar yapsa da bu aralar trendin daha renkli ve yazılı pastalar olduğunu söyledi.
Pastaları sayesinde insanların iyi günlerine güzel bir tat katmanın nasıl bir his olduğunu sorduğumda yüzü aydınlandı.
“O kadar güzel bir his ki. Resim atın demediğim halde bir sürü kişi mutlu mutlu pastaları ellerinde resim atıyor. O kadar seviniyorum ki. Çok mutlu oluyorum,” dedi.
Bu ay ise, başladığı günden itibaren olan bir hayalini gerçekleştirerek kendi atölyesini açıyor. Evi ve işi ayırmanın ona iyi geleceğini söyledi. Burada butik pastalar yapmanın yanı sıra workshoplar ve eğitimler de vermeyi planlıyormuş.
“Hiç tahmin edemezdim ama kendime de güveniyordum. Gerçekten olacak gibi hissettim, pozitiftim. Yavaş yavaş oldu ve güzel oldu. Kendimle gurur duyuyorum,” dedi.
Bu yazı 20’liğin 22 Temmuz 2021 sayısında yayımlanmıştı.