Sevgili 20’likler ve 20’lik kalanlar,
Nasılsınız, iyisiniz umarım. Bültenin girişini yazmak yine son dakikaya kaldı. Son dakika dediğim çıkmasına daha iki saat var. Ben daha önce yolda yürürken ses kaydı ile 20’liği yazdığımı bildiğim için, bu yine en kötüsü değil. Bu aralar motivasyonum yok. Yani aslında şöyle; motivasyonum var, enerjim yok. Elimi kaldıracak gücü kendimde bulamıyorum, mecalim kalmadı. Ama beni heyecanlandıran şeyler de oluyor, biraz daha güneş çıksın toparlayacağım…
Sizde durumlar nasıl? Keyfiniz yerinde mi? Umarım iyisinizdir.
O zaman uzatmadan başlıyorum!
Bu hafta nelerimiz var?
🧥Zeynep, Mob Wife tarzının popülerleşmesi ile ilgili bir yazı ile bizlerle.
😎Batuhan, karikatür gence isyan ediyor. O ne demek mi? Sizi yazıya bekliyoruz.
İyi okumalar canolar, çok öptüm hepinizi
Yasmin
Mob Wife vs Clean Girl
Hâlimiz tarzımızdan belli
Yazı:
Bütün sağlıklı uyku tavsiyelerinin yanı sıra uyumadan önceki rutinlerimden biri olarak Instagram’da hışımla reels kaydırırken içeriklerin birinde How to Be A Mob Wife? yazısını görünce ilk başta tam idrak edemedim. Gerçekten bir mafyanın eşi olmaktan mı bahsediyoruz yoksa bir kinayeyi mi anlamıyorum diye düşündüm. Neyseki günümüz dünyasında TikTok, Google’la yarışan bir arama motoru gibi. Hemen ara ara indirip sildiğim bu uygulamayı tekrar güncelledim ve bu akımın içeriğini de bu sayede az buçuk yakalayabildim.
Enable 3rd party cookies or use another browser
Clean Girl is Out Mob Wife is In! başlığı eşliğinde 5 saniyede tarzlarını sadelikten gösterişe doğru çeviren ve daha havalı insanlara dönüşen kişiler, Mob Wife stilini en iddiali haliyle gözlerimin önüne serdi. Moda okur yazarlığım pek iyi olmasa da mafya karısı gibi giyinmenin nasıl popüler bir stile dönüştüğünü merak etmemek elde değil. Kürkler, leopar desenler, abartılı küpeler ve topuklu ayakkabılar… Jenner’lar, Hadid’ler hepsi daha geçen gün bir beyaz atlet bir altın kolye överken şimdi kalın kürklerin içinde leopar deseniyle bezenmiş şekilde boy gösteriyorlardı. Peki clean girl aesthetic yerini nasıl bu kaotik, gösterişli ve zaman zaman da rüküş olan görünüme kaptırdı?
Üstelik ben beyazın içindeki siyahı bulmaya odaklanan ve çağrışımlarla yaşayan birisi olarak (Nasıl en romantik şekilde anksiyete problemimi açıklarım diye çok düşündüm :).) sahte kürk gördüğünde ve onun sahte olduğu bariz belli olduğu halde bile obsesif bir şekilde gerçek kürkü düşünürüm. Sanki sahtesi de gerçeğine referans veriyormuş gibi gelir. Bu yüzden Mob Wife akımını hem ismi dolayısıyla hem de ana motifi kürk olduğu için sindirmekte zorlandım.
Fakat ismiyle olan handikapı çözmeye yaklaşabiliyorum. John Berger’in Görme Biçimleri olsun, Uğur Tanyeli’nin Yıkarak Yapmak eseri olsun, imgenin anlamından kopup kendi başına bir ürüne dönüşmesini onlar sayesinde pek çok kez anladım. Varlığın imgesi, ya da taklidi, kendisinden bağımsız olarak bir ürüne dönüşüp kendini yaşatabiliyor. Kimse gerçekten mafya karısı olmak hatta mafyanın yanına bile yaklaşmak istemediğine göre Mob Wife akımı da buradaki başka bir şeyi imgeleştirerek besleniyor. Mayra Peralta’nın Teen Vogue’da yayınlanan What the Mob Wife Aesthetic Taught Us About Engaging With Trends yazısına göre, gençlerin Mob Wife akımını bu denli sevmelerinin nedeni, mafyatik ailelerin ve çete üyelerinin yaşamları ve giyim tarzları gücü temsil ettiği içinmiş. Yazıda yer alan araştırmacılar, akımın ismi sebebiyle, mafya gibi ataerkil ve kadınlara ikinci sınıf insan muamelesi güden yapılaşmaların temsil ettiği stilin şu an bir kadına nasıl güç katabileceğinin anlaşılmaz olduğunu söylüyorlar. Hatta gazeteci Tony Bravo "Goodfellas, Casino, The Sopranos veya Scarface gibi film ve televizyon dizilerinde sıklıkla istismarcı erkeklerin kurbanı olan karakterler gibi giyinmenin şıklığını veya çekiciliğini göremiyorum." diyerek kendini açıklıyor.
Bu noktada Mob Wife akımını derinleştirerek araştırmalarımın bir sonuca ulaştığını söyleyemeyeceğim. İmgeyi, içeriğinden koparmaya çalışsam da bu stili ben de kafamda hala tam oturtamıyorum. Bu noktada konuyu Mob Wife akımı hakkındaki tartışmalardan uzaklaştırarak asıl başlığıma geri dönüyorum. Clean Girl’lük yerini nasıl Mob Wife’a devretti?
Bunun sebebini biraz kronolojide geriye giderek düşündüm. Muhtemelen büyürken en çok nasihatlerini duyduğumuz kuşak X kuşağı. Bu kuşak moda endüstrisinin günümüzdeki kadar seri üretime hizmet etmeyen bir zamanında gençliğini yaşamış ve çalışma hayatına başlamış bir kitle. Onlar ve onların büyükleri gerektiğinde terziye ölçülerini verip kendi elbiselerini diktiren, terzi figürünün hem tasarımcı hem üretici olduğu bir topluluk.
Belki belli bir bütçesi olan X kuşağı bireyi, kaliteli kumaşlara bize göre daha hızlı ulaşabilen, kıyafetleri daha geç eskiyen ve modada kaliteye daha uygun bütçeyle ulaşabilen bir kuşak. O yüzden onların az olsun ama kaliteli olsun, bir tane al ama iyisini al tavsiyelerine kulağımız alışkın. Clean girl aeshetic’de bu tavsiyelerden izler görüyorum. Pahalı ama sade, asil ve duru bir görünüm özellikle ‘’zarafeti’’ vurguluyor. Mob Wife ise aksine ‘’zarif’’ olmak derdinde değil. Gösterişli ve biraz tehlikeli durmak istiyor.
Akımı doğuran TikToker’ların büyük bir kısmını Z kuşağının oluşturduğunu da unutmayalım. Bu kuşak, yüksek enflasyon ve geçim sıkıntısında kendini tatiller, yeni hobiler veya alışkanlıklar edinerek her zaman tatmin edemiyor ama tüketim kültürü ve imajı üzerine çalışarak daha hızlı bir haz elde edebiliyor. Görünümünü zenginleştirmek, hayatını zenginleştirmekten daha kolay ve doyurucu bir hal alıyor. Clean Girl is Out Mob Wife is In! videoları altında gördüğüm en akılda kalıcı yorumlardan birisi: ‘’hele şükür bu hiç orjinal bir fikrim yok kombininden kurtulduk’’. Artık ilginçliğin de imajımızla eş zamanlı ilerlediğini düşünen bir kuşağız. Enflasyondan etkilenen için de etkilenmeyen için de, hayatlarımızı ilginçleştiremediğimiz de görünümlerimizi ilginçleştirmek, bir içeriği değil bir imgeyi yaşamak, modanın bizlere kapısını açtığı eğlenceli bir kaçış olabiliyor.
Gerekenler - Listesi
Karikatür gence isyan!
Yazı:
Altıma pijamamı giymişim ama üstüm işten sonra çıkartmadığım polo yaka tişört. Dünden kalan tavuk soteyi, küçük tavadaki pilavın yanına katıp ısıtıyorum. Öylece üçlü koltuğa geçiyorum. Kaçak film sitelerinde araştırmaya bile üşenip ücretli platformlardan yemeğime eşlik edecek bir şey seçiyorum. Akşam 10’dan sonra birinin aradığını görürüm de aklıma takılır diye telefonumu rahatsız etme moduna alıyorum. Tekrar tekrar izlediğim Friends’den Chandler söze giriyor; “Üzgün değiliz. Sadece artık 21 yaşında değiliz. Biliyorsun. 29 yaşındayım! Ve sadece rahat bir koltukta oturup televizyon izlemek istiyorum ve erken bir saatte uyumak istiyorum.” Işıklar içinde uyu sevgili Matthew Perry.
Yazımıza oldukça üzgün başladık. Biraz daha bu şekilde devam edeceğiz. Sonra toparlarız. 27 yaşındayım ve akranlarımın tamamının benim gibi hissetmediğinin farkındayım. Daha spesifik olmam gerekirse, akranlarımın benim gibi erken yaşlanmış hissetmediğinin farkındayım. Ya da bunu sorgulamadıklarının. İstediklerini yaptıklarından sorgulamalarına gerek kalmıyor. Asıl sorun da burada başlıyor, çünkü ben de istediğimi yapıyorum. İstediğimi yaparken yaşlı hissediyorum. Müziklerde, filmlerde, kitaplarda tüm mecralarda gördüğümüz ‘gençlik’ eylemlerinin bir kısmıyla ilgilenmiyorum, diğer kısmını zaman kaybı olarak görüyorum. . Kendi kendime takılırken herhangi bir mecradaki herhangi bir gençlik konusu geçtiğinde bu tanımlara uymadığımı fark ediyorum ve uzaklara dalıyorum.
Çatışma, tanımlanan gençlik ile isteklerim arasında gerçekleşiyor. Sanki hayatımı yaşamak için istifa edip dünyayı gezmem gerekiyor. Halbuki işimden memnunum. Şeytanın avukatlığını yapıp yoksa aldatılıyor muyum? diye kendime soruyorum. ‘Yok be abi memnunsun’ diye kendimi yanıtlıyorum. Sanki mühendisliği bırakıp müzisyenliğe başlamam gerekiyor. Evde yalnız zaman geçirmek yerine sık sık arkadaşlarımla dışarıda takılmam gerekiyor. Cumartesi geceleri bir konuyu araştırmak yerine dışarıda dans etmem gerekiyor. Çakır keyif kalmak yerine sarhoş olup pişman olacağım şeyler yapmam gerekiyor. Yatırım yapmak yerine birçok zevke para harcamam gerekiyor. Uyku düzeni tutturmak yerine sabahlamam gerekiyor. Ev yemekleri veya sebze yemekleri yerine abur cubur yemek gerekiyor. Video düzenlemek yerine saatlerce video oyunları oynamam gerekiyor. Böyle bir hevesim yokken dövme yaptırmam gerekiyor. Halbuki halimden memnunum sadece medya, bir karikatür gencini önüme çıkardığında istemsiz şüpheye düşüyorum. Bu da erken mi yaşlandım? sorusunu doğuruyor. Doğuruyor ve kucağıma bırakıyor. Neyse ki bir süre ağladıktan sonra susuyor. Düşününce, isteklerim ve karikatür gencinin arasında keskin bir çizgi bulunmuyor. Benim de gerekenler listesinden seçtiğim günlerim oluyor. Bu günler zamanla azalıyor tabii. Makas açıldıkça yanlış mı yapıyorum hissi artıyor. Yaşlı hissediyorum. Kendimi ikna etmek için bir süre 20 yaşımda olsam ne yapardım? diyorum. O zaman yaptığımı yapardım diye yanıtlıyorum. Bu soruyla içimi daha fazla sıkacak bir yola sapılmıyor. Ee iyiyim o zaman diyerek de bu süreci atlatıyorum. Kucağımdakiler susuyor.
Yorgun olup olmamam önemli gelmiyor bu noktada. Modern insanlar, kapitalist sistem ve beyaz yakalılar hakkındaki zibilyon belgeselde bahsedilen dişlinin bir parçası ama halinden memnun hissediyorum. En azından genç bir dişliyim. Sisteme karşı çıkmak istemiyorum. Sistemi desteklemek de istemiyorum. Sistem ile ilgilenmiyorum. İşim ve sevdiklerim ile ilgileniyorum. Eğer biri sorarsa veya seçim hakkım olursa tabii ki kullanırım. Yukarıda saydığım gerekenler listesindekileri yaptığımı varsaysak ondan da memnun olmayacağım çünkü isteklerim ile uymuyor. Belki de bazıları ileride çok hoşuma gider bilemeyiz. İnsan işte. Bu yazıyı birkaç sene sonra aslında yapsam iyiymiş diyerek de okuyabilirim. Ama şimdi istediğimi yapan bir gencim ve istediklerim maalesef gerekenlerlistesi ile pek örtüşmüyor. Halimden değil, o karikatür gençten şikayetçiyim.
Dergimiz hazır! Sipariş linkini sizinle paylaşmadan önce son birkaç detayı daha kesinleştiriyorum. Umarım beğenirsiniz. Elle tutulabilir bir 20’liğin varlığı beni çok heyecanlandırıyor. Daha duygulu bir şey yazacağım sonra. Şimdilik, Yağmur Genç’in tüm tasarımını yaptığı derginin mock-up’ı ile sizi başbaşa bırakıyorum.
📌 Bu hafta, gençlik algısı üzerine yazılarımız vardı.
🎨 Haftaya multidisipliner olmaya kafa yoruyoruz.
💌Çevrimiçi rakı soframız olan 20'liğin Instagram hesabını buradan takip edebilirsiniz. Artık TikTok’umuz da var, bekleriz.
💬Bu sayımızla ilgili yorumlarınızı, düşüncelerinizi bekliyoruz! Aşağıda buluşalım.
✨ O zaman haftaya aynı saatte diyelim mi? ✨
Şerefe!
💕 Yasmin 💕