Nabersiniz?
İyisiniz umarım. Bugün İstanbul çok güneşliydi. Galata Köprüsü’nün üstünden Haliç’i izledim, su pırıl pırıldı. Duygulandım. Bu aralar sadece Büyük Ev Ablukada dinliyorum. Durmaksızın. Eminönü’ne ayak basınca, kulaklıklarımı çıkarttım, şehrin sesini dinleyerek ilerledim. Şehrin sesi ağırlıklı seçim propagandasıymış, o şarkılardan hızlı adımlarla uzaklaştıktan sonra geldim baharat kokularının, sevdiğim pidecinin ve istemediğiniz kadar ürünün bulunduğu sokaklara.
Modumun düşük, duygu durumumun karışık olduğu zamanlarda yürümenin önemini bir kere daha hatırlıyorum. Bir de güneşin. Ne güzel şey o. Neyse. Dışarı çıkmayı unutmayın, olabildiğince.
BU CUMARTESİ N’APIYORSUNUZ?
20’lik ekibi olarak biz Cihangir’de, EMİ İstanbul’dayız. 20’liğin ilk Telif Kumbarası etkinliğini gerçekleştiriyoruz, biraz heyecanlıyız. 20’liğin her zaman okurları tarafından desteklenen bir dergi olmasını istedik. Bu nedenle yazar-çizer telif ücretlerimizi karşılamak için bir kermes kurmaya karar verdik! Bizi desteklemek isterseniz, çok seviniriz.
Ne zaman: 23 Mart, saat 12:00 - 19:00
Nerede: Emi Cihangir
Kimler var? Kendi yollarında ilerleyen, yaratıcı ve ilham verici 20’lik ya da 20’lik kalan marka kurucuları ile işbirliği yapıyoruz.
Edetri, PEMY, Lola’s Works, Wiseslang, ACT Istanbul, Casic, macaroni event, Boiler Room, Hatice Karakaş, Serra Utkum İkiz, Serra Ataman ve Aslışah Görücü!
Markaların hem numune, arşiv ya da deadstock ürünlerini, hem de yeni ürünlerini alabileceksiniz. Çok güzel şeyler var. Ama hiçbir şey almayı düşünmüyorsanız bile gelin, biraz sohbet ederiz!
O zaman cumartesi görüşmek üzere,
O zamana kadar kendinize cici bakın,
Yasmin
Bu hafta nelerimiz var?
Bu hafta aklımda ‘girls girl’ olma konsepti dönüp duruyor. Nedir? Çevresindeki diğer kadınları desteklemeye, parlatmaya önem veren kadın olmaktır girls girl. Aşağı mı çekiyorsun yoksa yükseltiyor musun? Arkasında mısın, yoksa geride mi bırakmaya çalışıyorsun? Bu sadece kadınlara yönelik de değil, cinsiyeti ne olursa olsun insanlara yönelik bir duruş. Çünkü birbirimizi kaldırdıkça yükseliyoruz. Birini ezerek ilerleyemiyoruz, unutmamak lazım. Neyse benim özlü sözler bittiyse;
💅Merve bu hafta feminizmin değişen ve yüzeyselleşen tanımları üzerine yazıyor. TikTok sağolsun.
👥tabukamu, Ailemizden Duymadıklarımız serisi için cinsiyet kimliği, toplumsal cinsiyet rolleri ve deneyimler üzerine bir yazı ile bizlerle.
Keyifli okumalar.
Feminizmin Saçı Başı Yoluk :(
Değişen ve sığlaşan tanımlar üzerine.
Yazı:
Pandemi günlerinde işim dolayısıyla kadın hakları aktivisti Alaa Murabit ile bir sohbete dahil olmuştum, toplumsal cinsiyet tartışması nereye gidiyor önümüzdeki günlerde bizi neler bekliyor diye konuşmuştuk. Uzun süren sohbetimizde beni vuran anlardan biri Alaa’nın “Pandemi kadın hakları konusunda bizi en az 50 yıl geriye götürdü, kazandığımızı sandığımız birçok hak için yeniden savaşmaya başladık.” demesiydi. Kendisi kadınların evlerde ücretsiz çalışma kapanına kısılıp kalmasından, şiddet görmelerine rağmen bir yerlere kaçamamasından, maaşlı işinden olmasından bahsediyordu. Parmağımı TikTok ekranında kaydırırken benim zihnimden o gün bahsetmediğimiz bir geriye gidiş geçiyor: entelektüel geriye gidiş veya feminizmin saçının başının yolunması diyorum buna.
İçerik üretmek ve paylaşmak artık çok kolay, Instagram keşfetime düşen hayat tavsiyelerinden yatırım podcastlerine kadar geniş yelpazede her alandan üzerime bilgi fırlatılıyor. Açıkçası bu bilgilerin çoğunu kıvrak hamlelerle geçiştiriyorum, beynimin RAM’ı dolmuş hafıza kartı çığlıklar atmakta. Fakat karşı koyamadan ağına düştüğüm bir konu var: toplumsal cinsiyet. Bu konuda bana makale atın, podcast yollayın, hemen sindiririm. Hal böyle olunca içinde girl denen her TikTok akımına da göz atıyorum, algoritma benim onları çok sevdiğimin farkında zaten. Girl dinner’lar, girl math’ler yalnız olmadığımı da gösteriyor bana, azıcık gülümsetiyor. Gel gör ki bu işin de suyu çıkmış halde.
Geçenlerde yine bir akım oldu, birtakım kızlarımız kurumsal işlerde çalışmak istemediklerini, evlerinde ekmek pişirmek istediklerini ama bunu söylediklerinde feministlerin verecekleri tepkilerden korktuklarını söyledi. Bunun üzerine feministler hemen olayın üzerine atlayıp, ‘feminizm zaten sizin istediğinizi yapma özgürlüğünüzü savunur,’ diye açıklamaya girişti. Bir yandan da kirasını neyle ödediğini bilmediğim beyaz amerikalı kızlar çalışmak yerine tüm gün matcha latte içtikleri videoları paylaşmaya devam etti. Çalışmadığı halde evinin ücretsiz işçisi konumunda olan bazı gerçekçi ev hanımları ise formal işsizliğin o kadar da matah bir halt olmadığını gösterme çabasına düştü. Bir allahın kulu da çıkıp demedi ki: Yahu bacım siz ne anlatıyorsunuz?
Tam o günlerde bir arkadaşım benimle bir podcast bölümü paylaştı, podcast’in üreticisi de bu akımlar yüzünden bencileyin delirmiş, ancak çok sakin bir dille toplumsal cinsiyet 101 tadında bir bölüm çekmiş, anlattıkça anlatıyor; Simone de Beauvoir diyor, Judith Butler diyor, kadınlara biçilmiş rollerin nasıl ataerkil topluma çalıştığını anlatıyor. 15 dakika dinledim dinlemedim, küçük bir delirme yaşayarak uygulamayı kapattım. Bu mevzu nasıl ve ne zaman 1955 senesine geri sardı? Üniversitelerde bölümleri kurulmuş, her türlü kurumun ve sosyal çemberin içine girmiş toplumsal cinsiyet kadar köklü bir tartışma konusu nasıl yeniden 101 noktasına geldi? 2014’te bana sorsanız, 2024’te kadınlar ne tartışacak deseniz, kesişen sistemleri tartışacağız, ırkçılık ve feminizm veya kapitalizm ve feminizm diyeceğiz falan derdim. Örneğin kurumsal işlerini bırakmak isteyen kadınlar, öylesine haklılar ki. Kapitalizm ve ataerki el ele vermiş, tüm şirketlerin derleme toplama işlerini kadınlara yaptırıyor, CEO koltuklarına erkekleri oturtuyor, göstermelik bir iki kadın lider seçiyor, para basmaya devam ediyor. Bu paraların aldığı silahlar abuk sabuk savaşlara gidiyor, bu savaşlarda her zaman daha çok erkek ölse de tüm duygusal yükü ve travmayı kadınlar oradan oraya taşıyor, birileri kaçırılıp zorla seks işçisi yapılıyor. Liste uzar gider.
Bu haksızlığı büyük resimde görüp isyan edeceğimiz yerde biz yine kendi yankı fanuslarımızda birbirimizi sakinleştirmeye ve hatta eğitmeye çalışıyoruz. İçerik üretmek kolaylaştıkça mevzular daha çeşitli kitleler tarafından daha çok konuşulmaya başladı, evet bu harika ama her şey de olması gerekenden daha yüzeysel noktalara çekildi sanki. Online olduğum her an tüm derslerin 101 sınıfına girdiğim bir üniversitede gibi hissediyorum kendimi ve derinleşememek benim yeni belam oluyor.
Mevzu toplumsal cinsiyet olunca derinleşmek kişisel anlamda cesaret de gerektiriyor bir yandan. Bilincimizin altında ve üstünde gezen canavarlarla yüzleşmeyi, belki on yıldır sorgulamadan yaptığımız şeyleri geride bırakmayı gerektiriyor. Derinler korkutucu ve tehlikeli olabilir, ama bir ömür denizin üzerinde sırt üstü yatmaya da razı değilim. Kolaya kaçtıkça kutuplarımıza sığındığımızı görüyorum çünkü. Söz konusu haklar olunca aynı sayfada olacağını tahmin ettiğim birçok kişi internette kamplara bölünmüş, ben şu feministlerden korkuyorum, falanca lezbiyen bana bunu dedi, pick me girl’ler kapatılsın tartışması yürütüyor.
Tüm boomerlığımla ilan ediyorum: ESAS MEVZU ÇOK DAHA BÜYÜK.
Feminizmimin saçı başı yoluk, yüzeyden derine inelim, denizden çıkınca mahalle kuaföründe saç bakım randevumuz var.
kadınlık 101: cinsiyet kimliği, toplumsal cinsiyet rolleri ve deneyimler
“tek ve sonsuza dek geçerli roller yoktur.”
Yazı:
kadınlık ve toplumsal cinsiyet rolleri
Bazen kadın, kadınlık, feminenlik ve ‘dişilik’ gibi kelimelerinin aynı anlama geldiği düşünülür. Kadın, bir cinsiyet kimliğidir ve kendini kadın olarak hisseden, tanımlayan veya ifade eden insanların kullanabildiği bir tanımdır. Bazen tek başına, bazen de diğer kimliklerle bir arada var olabilir. Kadınlık, feminenlik ve ‘dişi’lik ise bir toplumun ya da grubun kadınlar için uygun gördüğü ya da kadınlarla ilişkilendirdiği bütün rolleri, sorumlulukları, düşünce ve davranış biçimlerini tanımlar. Bu bakımdan toplumsal cinsiyet rolleri ile alakalıdır. Toplumsal cinsiyet,
Cinsiyetin sosyal, toplumsal ve politik boyutlarının olduğunu vurgular,
Belli cinsiyetlerle ilişkilendirilen duygu, düşünce, davranış, beklenti ve rollerin doğuştan gelmediğini, sonradan öğrenildiğini ve öğretildiğini gösterir,
Cinsiyetlere göre atanan rollerin eşitsizlikler ve ayrımcılıklar oluşturabileceğine ve bunların insanların eğitim, barınma, iş, sağlık gibi haklarını olumsuz etkileyebileceğine dikkat çeker.
Toplumsal cinsiyet rolleri de kadınlık da toplumdan topluma ve içinde yaşanan döneme göre değişir. Yani tek ve sonsuza dek geçerli roller yoktur.
kadın olmak hakkında duyduk-duymadık
Kadınlığın ne olduğuna dair ilk fikrimizi ailelerimizden edinebiliriz. Örneğin, çocukken banyoda bir çekmecede ped, tampon gibi regl ürünleri görmüş ve ne olduklarını merak etmiş olabiliriz. Bunu bir aile üyemize sorduğumuzda bize bu ürünlerin “kadınsal özel şeyler” olduğu söylenmiş olabilir. Regl, kadınların deneyimi olabilir fakat kadın olmak, regl olmamak da dahil çok çeşitli deneyimleri içeren geniş bir şemsiyedir.
Kadınlık ve regl konusuyla alakalı daha önce şunları duymuş olabilirsin:
“Kadınlar regl olur, regl olan insanlar kadındır.”
“Kadınlar regl olduklarında sinirli ve huzursuz olurlar.”
“Bir genç kız regl olduğunda kadın olur.”
“Kadınlar regl olduklarını ve regl ürünlerini erkeklerden saklamalıdır.”
Bu cümleler, kimliği kadın olan insanlara, belli başlı kadınlık özellikleri atar. Bunu yaparken de kapsamlı bir kimlik olarak kadın olma deneyimini değil, belli fizyolojik süreçleri temel alır. Bu ayrımları yapmak neden önemlidir?
Her kadın regl olmaz ve regl olan her insan kadın değildir: Bazı interseks, non-binary insanlar ve trans erkekler regl olabilir. Henüz ergenliğe girmemiş insanlar, trans kadınlar, menopoz deneyimleyen kişiler, sağlık problemi olan, ilaç kullanan, gebe olan, yoğun strese maruz kalan, doğuştan rahmi olmayan veya ameliyatla rahmi alınan kadınlar da regl olmayabilir.
İnsanlar regl olduklarında farklı duygu durumları deneyimleyebilir: Regl döneminde insanlar daha neşeli, daha sinirli ya da daha çok ya da daha az enerjik hissedebilir. Herkesin regl döneminde geçerli olan tek bir duygu durumu yoktur.
Regl regldir, bir kadınlık göstergesi değildir: Regl olmak yalnızca ve basitçe regl olmaktır. Bir insan regl olduğu için kadın olmaz ya da evlenmeye hazır biri olmaz; bunlar kişilerin kendi tanımları, istekleri ve onayları ile ilgilidir. Regl bir grup insanın ortak deneyimi olduğu gibi, çok kişisel de bir deneyimdir.
Regl olmak ya da regl ürünleri taşımak ayıp veya yanlış değildir: Regl olan insanlar bunu istedikleri insanlarla paylaşabilir, regl ürünleri satın alabilir veya yanlarında taşıyabilir. Bunlar ayıp ya da yanlış değildir. Bununla beraber insanlar içinde oldukları durum ya da mekanlar sebebiyle regl deneyimlerini kendilerine saklamak, başkalarıyla paylaşmamayı da seçebilirler. Bu, regli ayıp bir konu olarak gördükleri ya da ‘seks-negatif’ bir algıda oldukları anlamına gelmez. İnsanlar söz konusu vücutları, duygusal ihtiyaçları ve kişisel bilgileri olduğunda kendilerini rahat hissetmek ve sınırlarını korumak için kendilerine iyi gelecek şekilde hareket etme haklarına sahiptirler.
geleneksel kadınlık rolleri ile mücadele için
İnsanları belli kimliklere ve deneyimlere sıkıştırmamak, bedenlerini ve hayatlarını özgürce yaşayabilmeleri için alan açmak adına şunları siz de deneyebilirsiniz:
Cinsiyete bağlı kimlik ataması yapmayın: Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim, dışarıdan bakılarak ya da varsayımlarda bulunarak anlaşılamaz. Bu yüzden insanları dış görünüşlerine ya da tarzlarına bakarak belli bir kategoriye yerleştirmeyin. Kendinize “bu beni ilgilendiriyor mu” diye sorabilir, güvenli ve gerekli olduğunda da o kişiye varsaymadan bunu sorabilirsiniz. Örneğin, “sana nasıl hitap etmemi istersin?”. Unutmayın, merakınız, başkasının haklarından, güvenliğinden ve mahremiyetinden üstün değildir.
Deneyimlerle ilgili özel sorular sormayın: İnsanlara varsayılan cinsiyet kimlikleri ya da cinsel yönelimlerine dayanarak özel sorular sormak, kişisel sınırlarını ihlal etmektir. “Senin bedeninde hangi cinsel organ var?”, “Sen regl oluyor musun”, “Çocuk yapacak mısın?” gibi sorular sormak insanları rahatsız ve güvensiz hissettirebilir. Kimsenin ne gibi şeyler deneyimlediğini, ne gibi zorluklar yaşadığını bilemeyiz.
Kadınlıkla ilişkilendirilen genellemeleri sorgulayın: İnsanlar çeşit çeşittir ve dünyada yaşayan kadın sayısı kadar çeşitli kadınlık deneyimi vardır. “Duygusallık”, “kırılganlık”, “gevezelik” gibi kadınlığa atfedilen özellikleri sorgulayın ve bu genellemeleri yaygınlaştırmamak için mücadeleye destek olun.
🖼️Bu hafta tabukamu cinsiyet kimliği, toplumsal cinsiyet rolleri ve deneyimler üzerine yazdı. Merve ise feminizmin sığlaşan tanımları ile ilgili düşüncelerini paylaştı.
🗞️Haftaya bir seçim özel sayımız daha var.
💌Çevrimiçi rakı soframız olan 20'liğin Instagram hesabını buradan takip edebilirsiniz. Artık TikTok’umuz da var, bekleriz.
💬Bu sayımızla ilgili yorumlarınızı, düşüncelerinizi bekliyoruz! Aşağıda buluşalım.
✨ O zaman haftaya aynı saatte diyelim mi? ✨
Şerefe!
💕 Yasmin 💕