Yeterince D Vitamini aldınız mı?
Masa altında 12 üzüm yedik ve güneşi selamlayarak yıla başladık.
2025 yılının ilk bültenin herkese merhabaaa!!
2024 yılının son gününde market ve manavlarda üzüm sapı bile bulamaz olduk. İnstagram paylaşımlarından gördüğüm kadarıyla temkinli davranıp erkenden stok üzüm yapanlar olmuş. Bu gurur hepimizin! Umarım üzüm yemeyenler “bit artık 2025” demeye başlamamıştır…
Peki 2025’in ilk gününde aylar süren İstanbul yağmurunun ardından doğan o güneş sizi de D vitamini almak için sokaklara çıkardı mı? Beni çıkardı.. Ben kimim peki? Geçtiğimiz ay sadece 19 ng/mL D vitaminine sahip olduğunu öğrenen, yani D vitamini eksikliğinden harap olmuş (abarttığımı düşünmüyorum) Şeyma’yım. Sizde durumlar nasıl? Umarım bu yazıyı okuyanlar ülkemizdeki bu vitamin eksikliğini yaşayan %63’lük kesimde yer almayanlardır. Ha eğer yer almıyorsanız başarınıza dair tüyoları paylaşmanızı canı gönülden isteriz.
Başlayalım! Bu hafta nelerimiz var?
🌞Kardelen, yeni yıl dilek ritüellerinden bahsedip 2025’e “iyi mi gelecek?” sorusunu soruyor.
☀️Günseli, D Vitamininin öneminden bahsedip “güneş olmasa da biz iyiyiz ya!” diyor.
Keyifli okumalar,
Şeyma 💫🌞
777 ve 444’ler ile Yeni Yıl
Geleceğimiz parıl parıl olsun
Yazı:
İstek listesindeki maddelerin üzerinin çizilmesi ve yeni başlangıçlara adım atılması için yeni yıla ne kadar inanıyorsunuz bilemiyorum, ancak dünya çapında kolektif olarak -bazı anlam veremediğim kesimler hariç- yeni yıl ruhunu yaşayan kişileriz. Ne de olsun insan evladı, farklı farklı ritüeller ile yeni yılın iyi gelmesini bekliyor. Kimi bir avuç üzümü masanın altında yiyor, kimi yemek masasında mor mumunu yakıyor, kimi kırmızı iç çamaşırını kuşanıyor, kimi de vizyon panosu (vision board) oluşturuyor. Saat çift sıfırı gösterdiğinde umut muallaklığımızda buluşuyoruz, “geleceğimiz parıl parıl olsun”.
Ritüellerin hepsine inanmasam da bir kısmına inanıyorum. Daha doğrusu “ben şunları, şunları yaparsam bir şeyler daha güzel olacak” ihtimaline inanıyorum ve de tutunmak istiyorum. Bu düşüncem doğrultusunda, geçen sene masanın altında 12 adet üzümü dümdüz yedim. Ritüeli bilmeden yapmıştım. Bazı dileklerim oldu, bazı dileklerim olmadı, ne dilediğimi unuttuğum da oldu. Kendi dileklerim içinde toplumsal dileklerden bağımsız dilek dilediğimi hatırlamıyorum ancak bu sene kendim ve sevdiklerim için dilemeye karar verdim. Değiştiremeyeceğim şeyler sebebiyle umutlarımın kırılmasından bir hayli yoruldum, eminim ki bu duyguda da tek değilim… Yılbaşı günü yazımı yazarken “iyi mi gelecek? olsun, deneyelim” diyerek neler denediğimi sizlerle paylaşmak istedim. Öncelikle bu sene 12 üzüm ritüelini araştırdığım için akşam daha deneyimli bir şekilde ritüeli deneyeceğim. Dün markete gidip 1.5 kilo üzüm, bir alışveriş merkezinden mor mum aldım, vision board oluşturmadım, iç çamaşır mağazasından tabii ki kendim ve sevdiklerim için kırmızı ya da yılbaşı temalı iç çamaşırı seçtim. Ah bir de çalışmamıza gerek kalmaz düşüncesiyle erkek arkadaşımla milli piyango çeyrek biletlerini haftalar öncesinden aldık. Ritüel sayılmaz ama ilk yaptığım çeyrek bilet almak olmuş. Ayrıca bu yılın, benim yılım olacağına eminim (diğer yıllarda o kadar emin değildim).
Bir şeylere inanmak için verilerin bulunmasına gerek olmadığını, verilere ise her zaman inanmam gerekmediğini öğrendim. Bu sebeple 2025’i kendi yılım yapmaya karar verdim. Karar merciisi ben olmadığım sürece bir şeyleri dert edinmeyi bırakmaya, değiştiremeyeceğim şeyleri sorgulamamaya, sevdiğim aktiviteleri yapmak için zaman yaratmaya, kendimi daha çok geliştirmek için çabalamaya öncelik verdiğim sürece 2025 senesinin iyi geleceğini düşünüyorum. Diğer yandan bir günle bir şeylerin değişmeyeceğine ve hatta ertesi sabahın tatsız gündemlerine uyanacağımızı, dünya ve sistemsel yapılar olarak günden güne çürümeye doğru yol aldığımızı biliyorum. Bireysel hayatlarımızda ne yapalım, iyi gelecek dileyelim…
Gelenin, gideni aratmayacağı düşüncesini ilkokulda öğrendiğim zamanda bırakıp, geleceğin iyi olması için 777’ler ve 444’ler ile gardımı alıyorum. Hepinize harika yıllar ve çok çok güzel sofralar diliyorum, xoxo!
Güneş Yerinde, Her Şey De Zamanla
Güneş yolunu bulur.
Yazı:
2024’te iliklerime kadar tecrübe ettiğim şeylerin başında güneşin her halükarda kendisine bir yol bulması geliyor. Hayatımda belki de hiç ağlamadığım kadar çok ağlayıp, kuytu köşelere saklandığım bu zorlu yılda güneş; saklandığım her kuytu köşeye benimle birlikte geldi ve varlığını hissettirdi. İlk başlarda çok bir anlam yüklemediğim bu duruma içimdeki anlam ve hikaye delisi daha fazla karşı koyamadı, güneşle sohbetlerimiz işte böyle başladı. ☀️
Öncelikle bu bir tesadüf olamazdı. Perdeleri çektiğim ve en uzak köşeye saklandığım odada dahi güneşin parkelere ışığını yansıtması benimle konuşmak istediğine dair bir işaretti, buna eminim. Bu emin oluşun getirdiği güven ve merakla güneşin söylemek istediklerine kulak verdim: “Bak bugün havada ne çok bulut var ama ben yine de buradayım, kaçmadım. Çok enerjim yok bugün fark etmişsindir ama bazen de böyleyim işte.” O bunları söylerken güneşe yüklediğimiz sorumlulukları düşündüm: Onu hep umutla eşleştirmek, D vitamini vermesi için sıraya girmek, çok sıcak olduğunda gitmesini istemek… Sonra düşüncelerimden sıyrılıp “Haklısın, ben hiç bu yönüyle düşünmemiştim.” diyerek karşılık verdim. O günden sonra da güneşle olan sohbetimiz hep devam etti. Ben artık sabahları onun doğuşuyla kalkmaya özen gösterdim. Kötü geçen her günün sonunda yarın onun yeniden doğacağını bilerek uykuya daldım. Yavaş yavaş saklandığım köşeleri bırakıp onun sıcaklığında ısınmaya başladım.
Belki fazla masalsı ve gerçeküstü bir yerden yazdım buraya kadar ama aslında şunu söylemek istiyorum: Olaylar bizim baktığımız yöne göre şekilleniyormuş, ben 2024’ten bunu anladım :) Tabii ki güneş oturup benimle konuşmuyor ama bu benim onu seslendiremeyeceğim anlamına da gelmiyor. Hayatta her şey yüklediğimiz anlam kadar önemli. Anlam ve değer kelimelerinin bu kadar yan yana kullanılması da belki o yüzdendir. Şimdi dönüp baktığımda beni ağlatan sebeplerin hiçbirinin tam anlamıyla çözülmediğini biliyorum ama yine de içimde dönüşmeyi bekleyen sıcak bir enerji var. Bu enerjiyi bulmak benim için zaman aldı, onu kinetik enerjiye çevirmek de ayrı ve uzun bir zaman alacak gibi duruyor :) Eh, bu vesileyle 2025’in hedefinden bahsetmiş oldum sanırım… Bu satırları yazarken bile beni huzursuz ve depresif hissettiren sahneler gözümün önünden geçip gitmeye devam ediyor. Sanıyorum ki onlar her zaman kendilerini hatırlatmaya devam edecek ve hatta bazen beni bir kasırga gibi içine çekecek ama sonsuza dek sürmeyecek bu. Çünkü hiçbir şey sonsuza dek kötü ya da iyi gitmiyor. Tıpkı güneşin her gün aynı sıcaklıkta ışık vermemesi ama her gün doğmaya devam etmesi gibi.
Bu yıl güneşle birlikte anlamına anlam kattığım bir diğer şey de “Ayçiçeği” oldu.🌻Bildiğimiz üzere ayçiçekleri her sabah yüzlerini yenidoğan güneşe çevirip gün boyu da onu takip ediyor. Bu olayın bilimsel ve havalı adı da “Heliotropizm” olarak geçiyor. Bu yönleri ile onları zararsız, sempatik serseriler olarak görüyorum. Biz de ayçiçekleri gibi azıcık güneş serseriliği yapabiliriz, hiçbir sakıncası yok :) Havanın buz gibi olduğu, güneşe hasret olduğumuz bu kış günlerinde bu kadar çok güneş demek bana bile garip gelse de hepimiz biliyoruz ki güneş her sabah doğuyor. Yaz güneşi henüz gelmedi belki ama olsun kış güneşi de güzeldir. Sıcak çikolatamızı içer, battaniyemize sarılır devam ederiz. Sözün özü: şu sıralar güneşten çok verim alamazsak da, birçok şey ters gitse de biz iyiyiz. Yaz güneşi öyle ya da böyle gelecek ve ısınacağız hepimiz. Hepimizin bol bol D vitamini aldığı bir sene olsun.💛
Evet, yılın ilk bülteninde; bu güzel bülteni başlattığı ve bize de her anlamda fırsat tanıdığı için sevgili Yasmin’e, en sevdiği grubun, yani Büyük Ev Ablukada’nın “Güneş Yerinde” şarkısını armağan ediyorum. Kucak dolusu sevgiler.
🎵🎵🎵
Güneş yerinde, her şey yolunda
Yanıyor eteklerim
Dönüyor yanı başımda
Güneş yerinde, her şey yolunda
Dönüyor, dönüyor, dönüyor.
🎵🎵🎵
✌️Bu hafta 2025’i güneşle selamladık. Bu bültenimiz tekrar yogaya başlamak için iyi bir tetikleme aracı oldu.
🌝Önümüzdeki hafta yine dopdolu bomba gibi bir bülten ile karşınızda olacağız. O zamana kadar vitaminlerinizi eksik etmeyin, kontrollerinizi de ihmal etmeyin.
💌Çevrimiçi rakı soframız olan 20'liğin Instagram hesabını buradan takip edebilirsiniz. Artık TikTok’umuz da var, bekleriz.
💬Bu sayımızla ilgili yorumlarınızı, düşüncelerinizi bekliyoruz! Aşağıda buluşalım.
Sevgiler,
Şeyma
"bazı anlam veremediğim kesimler hariç" demişsiniz bunlar yılbaşını kutlamayan kesim mi oluyor?