Selam gençler,
Nasılsınız? Perşembe gününüz nasıl geçiyor? Umarım keyiflidir. Bildiğiniz gibi Bozcaada Caz Festivali’nin medya sponsorlarından biriydik bu sene, bizi temsilen 20’lik yazarımız Şeyma adanın keyfine vardı ve bizi güncelledi. Bozcaada Caz Festivali ekibine bu sene 20’liği de festivallerine dahil ettikleri için çok teşekkür ederiz! Lafı çok uzatmadan Şeyma’ya bırakıyorum ve hepinizi öpüyorum.
Kapak görseli: Passion Passport
Merhaba! Bozcaada’nın güneşi, denizi, rüzgarı ve kokusu ile selamlıyorum sizi!
☀️☀️☀️
“Güneş, adada da şehirde de aynı.
Sadece kurduğun bağ farklı.
Bir an dur; güneşin ışığını, serin rüzgârla yarışan sıcaklığını duy.
Festivale karış, güneşe cazla bağlan.”
- Paribu hediyelerinin kartında yazan o güzel alıntılardan.
Herkes nasıl? Bozcaadaya gelenler bence biraz özlem dolu. En azından ben öyleyim.
Geçen haftaki bültende Yasmin müjdeli haberi, Bozcaada festivalinin medya partneri olduğumuzu duyurmuştu. Merve’de bu senenin konusu olan “Miselyum” hakkında olukça tatlı bilgiler paylaşmıştı. Ben de bu bültende festivalde bizzat yer aldığım ve hem tadını çıkardığım hem de koşturup aktif katılım sağlamaya çalıştığım gözlemlerimi ve deneyimlerimi sizlere aktaracağım.
Festivalin ilk gününe katılamasam da cumartesi sabahı erken saatte Bozcaada’ya sevgili arkadaşlarım Buse ve Cemre ile ayak bastık. Festival birçok etkinlik, konser ve atölyeden oluştuğu için takibini yapmak adına gitmeden Bozcaada Caz Festivali app’ini indirdim. Hem mekanlara ulaşım hem bilet hem de etkinlik detaylarını görmek için oldukça kullanışlıydı. Eş zamanlı birçok etkinlik, atölye olduğu için hangisine katılsam sorusu ile bir süre meşgul olduktan sonra kendime çıkardığım plan ile zor da olsa karar verdim. Tabi önce genel olarak festival mekanlarına bakmak, ortamı görmek istedim. İlk defa Bozcaada’ya gitmeme rağmen hızla adapte oldum ama beraberinde bu adaya aşık da oldum diyebilirim. Neyse, ben Bozcaada’ya olan hayranlığımı bu bültene sığdıramayacağım :) Hadi festivale dönelim.
🌊🌊🌊
“Hepimiz birbirimize denizle bağlıyız.
Bu yüzden ada dediğin bir yanılsama.
Bozcaada denizinin serinliğiyle, ilk kez tanıştığın o anı hatırla.
Festivale karış, denize cazla bağlan.”
- Paribu hediyelerinin kartında yazan o güzel alıntılardan.
Denize atladıktan sonra katıldığım ilk aktivite toplumsal cinsiyet eşitliğine oldukça ilgili biri olarak Bozcaada’nın muhteşem mekanlarından biri olan Pavli’de gerçekleşen Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Savunmak: Sanat ve Ötesi paneli oldu.
UN Women işbirliği ile gerçekleşen panelin odak noktası sanat yolu ile toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmanın önemiydi. Çağıl Özdemir’in moderatör, Ebru Ağduk, Funda Lena ve Meryem Tomak’ın panelist olduğu bu panelde birçok dalda olduğu gibi sanat dalında da cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekildi. Panel’de UN Women Türkiye Program Yöneticisi Ebru Ağduk tarafından “Art and Creativity for Gender Equality” adında bir rapor paylaşıldı. Rapor’u meraklıları için -hazır 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü de yaklaşırken- buraya linkliyorum. Ayrıca Gökhan Tüfekçi’nin kadınlara atfedilen farklı rollere dikkat çektiği “Nüfusun Yarısı = Gücün Yarısı” eserinin basılı olduğu çanta hediyesi için de buradan teşekkür etmiş olayım.
Bu anlamlı panelden çıkarken karnım zil çalmasına rağmen asla kaçırmak istemediğim “Güncel Meseleler, Yeni Olasılıklar: Mantarlardan Ne Öğrenebiliriz?” yürüyüş ve konuşma etkinliğine dahil oldum. HAU ekibinden Mehmet Çerkezoğlu ve Nurdan Alkan’ın yürüttüğü ve sevgili Emre Erbirer’in eşlik ettiği etkinlikte beni ciddi anlamda sarsan bazı bilgiler edindim. “Mantarlar neymiş öyle!” dedim kendi kendine. Tabi şu anda bu yazımı yazarken karşımda mantardan yapılan bir filin duruyor olması yaşadıklarım gerçekti dedirtiyor.
Pavli’nin şahane doğasında mantar arayışına çıkarken aslında mantarların yüzeyde görünen kısmının bir meyve olduğunu, ölümü parçaladığını, yani doğaya tekrar karışma işlemini sağlayarak doğa ile yeniden buluşmamızı sağladığını öğrendim. Tabi asıl can alıcı noktası bu sene Bozcaada’nın ana teması olan “Miselyum” ile bağlantısı.
Mantarların toprak altında beslenmek için oluşturduğu ince hif uzantılarının oluşturduğu büyük ağa miselyum deniliyor. Yani aslında mantarların gövde ve kök kısmı. Bu ağ o kadar güçlü ki yer altının nöral ağı diyebiliriz. Aynı zamanda bitkilerle işbirliği de kurabiliyor. Sizce de inanılmaz değil mi?
Bunları öğrendikten sonra bu seneki festival temasının ne kadar anlamlı olduğunu bir kez daha anladım. Bir taraftan hiç tanımadığım insanlarla doğa yürüyüşünde mantar arayıp sohbet ederken, diğer taraftan doğayı birbirine bağlayan bu anlamlı bağdan bahsediyorduk. Tabi eş zamanlı biz de kendi içimizde kaynaşıp birbirimizle yeni bağlar oluşturduk.
Hazır mantarlardan bahsediyorken yine festivalde katıldığım Jotun x HAU: Miselyum Atölyesi’nden de bahsetmesek olmaz. Miselyumdan üretilmiş dekoratif ürünleri boyadığımız atölyeden geriye şahane eserler kaldı. Evet, aşağıdaki görseldeki madde mantar. Soldaki pek de şahane boyanmamış eser benim, sağdaki harikulade eser de sevgili arkadaşım Cemre’nin. (Aralarında duran ve üzerinde 20’lik yazan eserimi de gördüğünüzü varsayıyorum 🙂)
E tabi, festivale gidip de dans etmeden dönmek olur mu hiç? Olmaz.
💃🏻💃🏻💃🏻
“Yok mu kendimle tekrar bağ kurmanın bir yolu?
Olmaz mı, gel dans edelim.
Kendinle kurduğun en güçlü bağları, en içten dansları düşün.
Festivale karış, dansa cazla bağlan.”
- Paribu hediyelerinin kartında yazan o güzel alıntılardan.
Öncesinde sevgili Nilipek konseri ve Bozcaada’nın serinleten rüzgarında anın tadını çıkarırken caz ile kendimizi bulduğumuz, festivali dibine kadar yaşadığımız o anların hiç bitmemesini isterdim. Ancak henüz zamanı durdurmayı keşfetmediğim için elimden bir şey gelmedi.
Küçük bir ana kendimizi hapsedip
Or'da yaşayamaz mıyız?
Kimse bilmesin ve kimse duymasın
Tüm şartlar aynı kalsın
🎼 Nilipek-Küçük Bir An
Sayısız etkinliğin, atölyenin, konserin gerçekleştiği bu anlamlı festivali geride bırakırken bir de başka katılımcılar nasıl anlar yaşamış, neler hissetmiş paylaşmak diye bir bakalım.
Sizin için festival deneyimi nasıldı?
“Bozcaada, 15 yıl önce bulduğum bir daha da peşini bırakmadığım bir yer oldu benim için. Festival ise 8 yıldır içinde olmaktan gurur duyduğum bir topluluk. Önce caz ve müzik diye yola çıkıp büyüdükçe ahtapot gibi kollarıyla adayı, adalıları ve müritlerini kendine daha çok çekmeye başladı. Küçücük adanın hem caz, hem ekolojik belgesel film festivali olmasında adalıların çok büyük katkısı var. O yüzden adada yapılan her festivalin adayı ve adalıları içine alan işler yapması ve onlarla birlikte büyümesi şart. 3 yıldır programa eklenen keşif bölümü benim için gittikçe daha keyifli bir hal alıyor. Geçen sene Oyun temasında konuşmacı iken, bu seneki Miselyum teması ile anasınıfına başlamış bir öğrenci gibiydim. Festivalde hem caza doymak hem yeni şeyler öğrenmek paha biçilemezdi. Festival alanında ve keşif buluşmalarında adalıları görmek çok önemli benim için. İlk oturum olan “Güncel Meseleler, Yeni Olasılıklar: Bir İhtimam Denemesi”ne Bozcaada Belediye Başkanı Yahya Göztepe ve eşi Anna’nın gelmesi çok değerli.
Festivallerin; ülkeleri, insanları, gençleri değiştirdiğine, geliştirdiğine ve birbirine bağladığına inananlardanım. Bu festivalde tanıdıkları görmek onlarla konuşmak yeni insanlar tanımak çok güzeldi. Her sene üstüne koyarak gitmeleri çok önemli, desteklenmeli ve devam etmeli. Her şehre, her adaya, her mahalleye bir caz festivali hayalim var.
Son olarak mantarlara, miselyumlara doğaya ve her türlü doğa olayına uyum sağlayarak direnerek bize örnek oldukları için teşekkür ederim. Ayrıca uzun süreli ve iyi işler için festivalin yanında duran ve beraber yürüyen paydaşların ve sponsorların varlığı çok önemli. Festivalin başından beri olan ve sonradan eklenen, festivalin akışına içerik ve destek sağlayan gerçek yol arkadaşları da bir alkışı hak ediyor.👏”
Bilmiyorum size de oldu mu ama o kadar çok şey var ki Festival'de yapılacak. Bazen "No sleep, bus, club, another club, another club" gibi hissettiğim anlar oldu. Ama başka yaşadığım şeylere benzemiyordu. Aşırı keyif aldım. Ayrıca festival sayesinde adalıların adaya, adadakilere, tavşana, tilkiye, mantara, toprağa, suya ihtimamından çok şey öğrendim.
Bulunduğun yerle bağ kurmanı sağlıyordu festival. Ada Mutfağında Hazırlık (Güncel Meseleler, Yeni Olasılıklar) yemekli sohbette adaya dair bir şeyler öğrenmek çok keyifliydi. Sadece bir festivalden ziyade bir deneyimin tasarlanmış olması çok güzeldi. Akşam sadece iyi müzik dinlemekten ibaret değildi. Dinlediğin müzik, içtiğin şarap, tattığın yemek, gündüz etkinlikleri geceyle birlikte bir bütündü. Bir de herkes eğlenmek için oradaydı, katılımcı kitlesi süperdi!
Eee sıradaki festivale kaç gün kaldı?
Sevgiler,
Şeyma.
💃🕺 Bu hafta Bozcaada Caz Festivali’ni kapattık <3
📺Haftaya ev genci serimizin son bölümü bulunmakta!
💌Çevrimiçi rakı soframız olan 20'liğin Instagram hesabını buradan takip edebilirsiniz. Artık TikTok’umuz da var, bekleriz.
💬Bu sayımızla ilgili yorumlarınızı, düşüncelerinizi bekliyoruz! Aşağıda buluşalım.
✨ O zaman haftaya görüşmek üzere diyelim mi? ✨
Şerefe!
💕 Yasmin 💕
20'lik bültenlerini okumak hep çok keyifli. Bu sefer beğeniyle takip ettiğim ve umarım bir gün parçası olurum dedim Bozcaada Caz Festivali'de içinde olunca daha bir keyifli geldim. Emeklerinize sağlık. :) Umarım 20'likte bir gün sizlerle birlikte yazabilirim. :)