Sevgili 20’likler ve 20’lik kalanlar,
Nasılsınız? Son birkaç bültendir sadece ben ve bu sözleri okuyan sizlerleyiz. Bunu biraz özlemişim… Yani sizlerle direkt konuşurcasına yazmayı. 20’liğe yazan harika insanlar da bir nefes alsın istedim doğrusu. Benim inanılmaz yoğun ( bu kelimeyi kendime yasaklamıştım!!) olduğum bir dönemde 20’liğin tüm editoryal yükünü taşımaktan yorulduklarını düşündüm. Ama merak etmeyin şu iki hafta beraberiz, sonra yazarlarımızın birbirinden farklı yazıları geri geliyor — onlar da isterse tabii hfghusfhdsfh. Dün bir arkadaşımla Kadıköy’de Atlas Mühürdar’a gittik, zeytinyağlıları hapur hupur yerken ve iki haftalık antibiyotik tüketimimin bitişini kutlamak için içkilerimizi yudumlarken sezgisel olmaktan bahsettik.
Bize göre kadınların sezgileriyle çok ayrı bir bağı var. Bunu Psychology Today’de de okumuştum. Bazı araştırmalar, beynin sol ve sağ yarım kürelerini birbirine bağlayan “corpus callosum” denilen beyaz maddenin kadınlarda daha kalın olduğunu gösteriyor. Bu da beynin iki küresi arasındaki iletişimi güçlendiriyormuş. Yani, “kadınların karar verirken hem duygusal hem mantıksal bilgiyi daha eş zamanlı bir şekilde kullanabilmesinde,” bir etkisi olduğu düşünülüyor. Kadınların sezgi-mantık harmanını yapmasının daha kolay olabileceğini söylüyor kısaca. Tabii kültür, eğitim, deneyim gibi konular da bu sezgi-mantık bağını etkiliyor.
Bunu daha tarihsel bir yerden yorumladığımda ise aslında tıpkı dedikodu gibi, sezgilerini dinlemek kadınlar için bir hayatta kalma becerisi haline gelmiş olabilir. Çoğu zaman kapı dışarı edildikleri, ‘önemli’ konuşmaların parçası olmak için çok gayret göstermeleri gereken ve durmadan onları bilinmezlikle bırakmaya çabalayan bir patriyarkal düzende, sezgileri ve duyumları onları hayatta tutuyor olabilir. Siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda söyleyin, tartışalım.
Ben sezgilerime güvenirim — hep dinlemem ama dinlediğimde çoğu şey daha iyi işler. Tıpkı yemek yerken doyduğunu hissettiğin için yavaşlamak gibi, sezgilerimi dinleyerek karar mekanizmalarımı geliştirebileceğime inanıyorum. En azından şu an kendimle öyle güçlü bir bağım olduğunu düşünüyorum. Hep olmaz, bu ara var.
Bu hafta nelerimiz var?
👫Bu hafta medya sponsorluğunu ikinci kere üstlendiğimiz Bozcaada Caz Festivali’nin yeni teması “bedenlenme/embodiment” üzerine düşünüyorum…
🏄♀️Festival’de Bizi Neler Bekliyor: Eylül’ü heyecanla beklerken, sizi de bu festivalle ilgili biraz heyecanlandırayım dedim.
🛍️ Alıp Başını Gidenimiz ve 20’lik yazarımız Ayşe Burçak Tuğrul’un ilk kitabı çıkıyor!!!!!!!
O zaman sezgilerimizin bizi kötü yola sokmadığı, güzel günlere diyelim mi? Kendini dinleyip karar verebilmek çok özgürleştirici bir his, bunu yaşayabilmeye.
Şerefe!
Bozcaada Caz Festivali ve Bozcaada ile tanışmam iki sene önce oldu. Bir karavan, inanılmaz güzel kokan domatesler, yol kenarından alınan incirler, lokal şarap, seni kendine getiren buzzzz gibi bir deniz ve bolca müzikle geçti. Hala en sevdiğim deneyimlerden biridir. Festivali ayrı, Bozcaada’yı ayrı sevdim. Geçen sene festivalin medya sponsoru olduk, canımız
da festival deneyimlerini bizlerle paylaştı. O bültenleri de okumadıysanız okuyun, bence festivalle ilgili çok güzel bilgiler veriyor. Burada ve burada.Bu sene ise ben ve birçok arkadaşım, Eylül’de Bozcaada’ya ayak basmak üzere planlarımızı yaptık. Bu yaz o yaz dediğimiz bu ayları taçlandıracağına inandığımız bir plan bu. Burnumuzda tütüyor resmen, öyle bir heyecan içindeyiz. Girişte sezgilerden bahsettim ya, aslında bazen insanın sezgilerini dinleyebilmesi ve kendisi ile o bağı kurabilmesi için uzaklaşabilmesi gerekiyor. Çok ses olunca her şey birbirine karışıyor, insanın dinleyesi gelmiyor. Ama rutininden, başını ağrıtan o seslerden uzaklaştığında ve diyelim… Geyikli’den vapurla ulaşabileceğin bir adaya gittiğinde, insanın kendini gözlemleme olanakları artıyor.
Bu sene festivalin teması Bedenlenme/Embodiment. Yani, “düşündüğümüz gibi hareket etmek, inandığımız gibi üretmek ve hissettiğimiz gibi yaşamak.” Bir fikir, fikirde kalmasa da gerçekleşse ne olur? Güzel bir soru. Son birkaç aydır çok düşündüğüm de bir konu. Yeni yaşımda ( haftaya geliyor) bazı şeylerin lafta ( ya da fikirde) kalmaması, içimde olanı dışarı daha iyi yansıtabilmek, hayata bakışıma/ etik değerlerime daha çok uyan adımlar atabilmek üzerine çalışma kararı aldım. Neysem oyum, hep böyle oldu ama bunu hayatımın her tarafına; işimden, üretimlerime, ilişkilerimden, karar mekanizmalarıma daha da entegre etmek istiyorum. Bakalım Eylül’e kadar neler olacak?
Festival’de Neler Var?
Evvvet, biliyorsunuz 20’likte işbirliklerimizi dikkatli seçiyoruz. Kendimiz deneyimlemediysek, gitmiyorsak, sevmediysek önermiyoruz. Sert bir çizgimiz. Bunu deneyimledik, sevdik, şimdi de tavsiye ediyoruz. Peki bu sene festivalde bizi neler bekliyor?
5-6-7 Eylül’de Bozcaada’nın her yerine yayılan, konserleri, KEŞİF atölye ve panelleri ile ada ile bütün olan bir festival olacak. Ayazma Manastır’da akşamları Kokoroko, Kerem Görsev Quintet ve M Lisa ft. Tolga Bilgin gibi isimler olacak. Gündüzleri ise Habbele Beach’de Klawin, Lâl, Ezgi, KC Happy, Ezgi Hocaoğlu, Fulix ve Derdo Disco gibi isimler DJ performansları verecek. Bir de Salhane Sahnesi var. Seyirci katılımı ücretsiz olan bu mekânda müziğinde yeni yollar keşfeden müzisyenler ve gruplar için çıkılan Açık Çağrı dan isimler sahne alacak.
Alıp Başını Gidenimiz ve 20’lik yazarımız
’un ilk kitabı çıktı!“Saplantılı âşıklar, hayaletlerinden kurtulamayanlar... terk edip gidenler, aptal ve yalnız hissedenler... hayatın son demlerindeki Cemil Beyler, yaşamı güzelleştiren kedi bireyler...
Ayşe Burçak, Aşklar ve Hayaletler’de, alışılmadık öykü karakterleri yaratıyor, onların iç dünyalarına sızıp iyi ve kötü arasındaki geçişkenlikleri, gri alanları keşfetmemizi sağlıyor. Örneğin, bir caninin dahi zihnine sızıp bakış açısını ortaya seriyor. Ya da “masum” görünenin bile ne denli acımasızlaşabileceğini gösteriyor... Hiçbir şeyin dışarıdan göründüğü gibi olmadığını usulca hatırlatıyor bizlere.”
Çok yakında satışta!
✌️Bu hafta festival anılarını paylaştık ve sezgilerimizden bahsettik.
🎂 Haftaya temamız 27. Bence anladınız?
🌟20'liğin Instagram hesabını buradan takip edebilirsiniz. Artık TikTok’umuz da var, bekleriz.
Sevgiler!