Gitti Gitti Alıp Başını Gitti
Şu 20'liğin çevrimiçi sayfalarından kimler geldi, kimler geçti...
Selam 20’likler ve 20’lik kalanlar,
Nasılsınız? Kendinize iyi bakıyor musunuz? Aman dikkat edin, ağzınızı burnunuzu sıcak tutun. Hastalanmayın. Aralık ayının sondan bir önceki perşembesine hoş geldik. Aralık bu sene bana hiç aralık gibi hissettirmedi. Sizde durumlar nasıl?
İşte zaman… Zaman böyle bir şey. Kimisine hıphızlı, kimisine ise sakız gibi uuuup uzunnnnnn gelebiliyor. Dönemine, gününe, beraber olduğun insanına, bulunduğun ortamına göre değişiyor. Dün çok sevdiğim bir arkadaşım ile mekan ve zaman kesişiminden bahsediyorduk — mimar kendisi — ve şunun farkına vardık; kimi zaman, zamanın geçtiğini mekanın kendisindense, içinde barınanlardan ve onunla etkileşime girenlerden anlıyoruz. O mekan görünürde değişmemiştir ama siz? Siz yepyeni biri olmuşsunuzdur.
Bunu özellikle yıllar sonra ilk defa ziyaret ettiğim restoranlarda, her yaz gittiğim Bodrum’da hissederim. Bir yer bazen kar küresinin içindeymiş gibi durur. Tek değişen, arada onu sallayan eldir.
Bu kadar zaman dedik, Time Moves Slow adlı şarkıyı paylaşmazsam olmaz.
Bu hafta 20’liğin arşivlerinde gezindim. İlk başladığından beri bu sohbet havasındaki giriş yazılarının varlığı beni mutlu etti. O değişmemiş. Sizinle böyle samimi sohbetler yapabilmeyi seviyorum, beni rahat hissettiriyorsunuz. Umarım siz de böyle hissediyorsunuzdur.
Yıl sonu dileklerimi yılın son perşembesine saklıyorum. Şimdiden vıcık vıcık olmaya gerek yok. Şaka şaka… Ben hep biraz vıcık vıcığım sanırım…
Sevgiler, bolca!
Yasmin
Bu hafta nelerimiz var?
Bu hafta 20’likte şu ana kadar yaptığımız Alıp Başını Giden Röportajlarına bakıyoruz. Her sene ‘20’lik Class Of…’ diye sosyal medyada paylaşıyoruz ama bu röportajların Substack’de var olması gerekiyordu zaten — ee dedim, bugün o gün. Yaklaşık 40 tane röportajı taşıdım. Hepsine buradan ulaşabilirsiniz. Ama hangisinden başlasam diye soranlar merak etmesin, kısa bir tadımlık hazırladık.
O zaman… 20’lik soframıza hoş geldiniz.
İyi okumalar, afiyetler!
Başlamadan hatırlayalım, neydi Alıp Başını Gidenler?
Alıp Başını Gidenler, 20’li yaşlarında üreten, yeni şeyler deneyen, seslerini duyuran/duyurmaya çalışan sanatçı, yaratıcı, akıllı, yenilikçi,girişimci, aktivist arkadaşlarımızın yeri. Burada olabilmeniz için dahi olmanız ya da çocuk aktör olmanız gerekmiyor. Kendiniz olun yeter.
Aslında Alıp Başını Gidenler, en temelinde ilham vermek, izlenen farklı yolları göstermek ve başkalarını harekete geçirmek için var. Bu seriyi çevrimiçi rakı sofrası konseptimize çok yakın buluyorum ve bu röportaj serisi ile soframıza oturan her Alıp Başını Giden bizi düşündürüyor, etkiliyor ve şenlendiriyor. Onlara teşekkür ediyorum; benimle hikayelerini paylaştıkları, bana güvendikleri için… O zaman Alıp Başını Gidenlerimizden seçkimizi sizinle paylaşıyorum.
🌟 Küçük bir hatırlatma: Bu yazılar, 2021 ve 2022 yılları arasında gerçekleştirdiğim röportajlardan oluşuyor. Yani o zamandan beri ABG’lerimizin hayatında çok şey değişti. Bu sadece bir geçmişe bakış. Yazıları detaylıca okumak ve diğer ABG’lerimiz ile tanışmak için aşağıdaki düğmeye basabilirsiniz.
ABG #2: Arya Zencefil
[öte] label + Arya’nın başlattığı bir label, prodüksiyon, ajans ve danışmanlık platformu. Kendi iş, aile ve okul hayatında o dönem “closeted” (yani daha açılmamış) olduğundan, başkalarının bu bastırılmışlıktan uzaklaşabilmesi için ortaya çıktı. ‘Öte’ ismini ise, toplumsal normların, beklentiler ve sınırlanmış düşüncelerin ötesinde bir buluşma yeri olmasını hedeflediği için koydu.
“Para harcayın. Sevdiğiniz insanları mutlu edin, biricik ya da çok çok eşlerinizi mutlu edin. Ben aşka inanan biri değilim, insanın sevgisine inanıyorum. Aşk geçici bir şey, kısa zamanlı bir tutku ama sevgi başka bir şey.”
ABG #14: Berk Kır
Berk Kır genç bir sanat tarihçi, fotoğrafçı, araştırmacı ve yaratıcı. İstanbullu, genel olarak heyecanlı ve meraklı biri. 2019’dan beri Samsung marka elçisi, fotoğrafları Vogue İtalia ve Apple gibi yerlerde paylaşılmış. Çok fazla deneyimi ve enteresan hikayeleri olan, konuştukça dinleme isteği uyandıran bir flanör ve kaşif. Bir de, akışkan olmaya ve eşyalara yüklenen anlamların potansiyellerine önem veren biri.
Kendine ve 20liklere tavsiyesi ise:
“Neyi kovaladığını ya da neyden kaçtığını anlaman için harekette olman gereken bir yaş. O yüzden harekete geç!”
ABG #26: Ahsen Eroğlu ve İlayda Elhih
Ağustos 2021’in son haftalarında Üretim Kaydı’ndan bildiğiniz Ece ile heyecanlı mesajlaşmalar ve olması gerektiğinden daha uzun sesli mesajlar ile bir podcast bölümü planladık. Ece mikrofonda ona eşlik etmemi teklif etti. Onun bu kibar daveti sayesinde Sardunya filminin yanı sıra üstlendikleri farklı rollerden tanıyor olabileceğiniz Ahsen Eroğlu ve İlayda Elhih ile çevrimiçi bir Zoom ‘rakı sofrasında’ buluşma fırsatı yakaladım.
Ahsen ve İlayda Sardunya’nın setinde tanışmışlar.
“ Biraz kendine de iyi davranmayı öğrenmek gerekiyor böyle zamanlarda. Kendinle arkadaş olup yaklaşabilmek gerekiyor. Ben bazen onu yapamıyorum, daha çok düşmanımmışım gibi davranıyorum. Kendime düşmanmış gibi.” - İlayda Elhih
ABG #27: Eylem Başar Söğüt
The Castingkiller, Türkiye'deki ilk street casting ajansı. Sokakta insanları keşfetmek üzerine işleyen bu casting modeliyle Castingkiller, moda endüstrisinin Avrupai ve standart güzellik anlayışından uzaklaşmayı ve insanların farklılıklarını kutlamayı misyon edinmiş. Modanın herkes için olduğu inancı ile, ırk, din, kilo, yaş demeden farklı modeller ile çalışan bir ajans.
Bu bütüncül topluluğa dahil yaklaşık 200 model, bu ekibin başında ise Castingkiller’ın kurucusu Eylem var.
Eylem Başar Söğüt 1996’da Bursa’da doğdu. Yaklaşık 16 dövmesi ve Bella adında bir kedisi var. Bursa Anadolu Kız Lisesi Kız Bandosu’nun 1.60 boy ile en kısa boylu bando şefi olmasını ve 150 kişilik bir bandoyu 4 sene boyunca yönetmesini ilk liderlik vasfı olarak görüyor.
“Kendi kişiliğimi asla değiştirmem artık. Utandığım, arkasında duramayacağım hiçbir şey yok.”
ABG #31: Elif Murteza
Elif Murteza, 1997 doğumlu bir İstanbullu. İstanbul Teknik Üniversitesi Cevher Hazırlama Mühendisliği mezunu. Sürdürülebilirlik ve sivil toplum projelerini desteklemek konusunda tutkulu, İtalyanca konuşabilen, sandalye tasarımına ilgi duyan, dinlemesi keyifli bir kadın. ACT İstanbul’un da fikir-insanı, tasarımcısı ve kurucusu. Aynı zamanda 20'lik röportajında Zoom üzerinden ekran paylaşmamı rica edip, hazırladığı sunum üzerinden beni yürüten tek Alıp Başını Gidenimiz.
“Yavaşlamak hiç benlik bir şey değil. Yapabiliyorsak neden daha fazlası olmasın.”
ABG #36: Selin Uzun
Selin Uzun, 27 yaşında Turgutlu doğumlu bir freelancer, gezgin ve bende 3 yıllık bir backpacking gezisi yapma isteği uyandıran ilham verici ve enerji dolu bir insan. Üniversite için ODTÜ’ye Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi okumaya gidene kadar haftasonlarını İzmir’de, haftalarını ise Turgutlu’da geçirmiş.
“Kimin ne dediğini asla dinlemeyin. Eğer içinizde hissediyorsanız, peşinden gidin. Herkesin dediklerini dinlemek ve üstüne çok düşünmek her zaman enerji kaybıdır. İstiyorsanız bilinmezliğe giden o ilk adım kararlılıkla atılmalı.”
ABG #42: Emre Bilgin
Emre Bilgin, Temmuz 1997 doğumlu bir İstanbul yerlisi, Beyoğlu ve Beşiktaş mahallelisi. 5 yıl Cihangir’in ‘müdavim barı’ olarak adlandırdığı Geyik Coffee Roastery & Cocktail Bar’da çalıştı. 2022 senesi World Class Turkey barmenlik yarışmasını kazanarak, Türkiye’nin en iyi barmeni seçildi ve Eylül’de Sydney’de gerçekleşecek World Class Global finalinde yarıştı.
“İnsanlar belli bir saat mesai yaptıktan sonra kazandıkları para ile kendilerini tatmin etmek istiyorlar ama kazançlarının büyük çoğunluğunu vermek zorunda kalıyorlar. İnsanlar içlerindeki açlığı doyurmak zorunda ve bunun için uzun vadeli hazlardan ziyade kısa vadeli hazlara dönüp, yeme-içme sektörüne yöneliyorlar. ‘Ben kendime, telefon, kulaklık, cart curt alamıyorsam, doyururum kendimi, içki içerim o zaman ben de. Bunu yapacaksam kalitelisini yaparım,’ diyorlar.”
ABG #43: Eymen Aktel
Eymen Aktel, Sanatçı ve iklim aktivisti. Aynı zamanda Dobby adında dünya tatlısı bir köpeği var.
“20'lerin gitgellerini sakinlikle karşılıyorum. Çok doğal bir süreç. Kafam karışacak, yerimi, yolumu bulmakta zorlanacağım. Bu çok normal, kendimi kaosa bıraktım. Rahatlatıcı çünkü yolun sonu rahatlığa varacak fikri var kafamda.”
ABG #44: Arzucan Aşkın
Arzucan, Berlin doğumlu bir bilim insanı (conservation scientist), teknik dalgıç, okyanus kaşifi ve denizci.
“Duygularını yaşamaya izin ver. Koruma çalışmalarının iç karartıcı olabileceğini, hatta bazı şeylerin artık geri dönüşü olmadığını, kabul et. Ben pragmatik biriyim, değiştirebileceğimiz şeylere odaklanmalıyız — ve zaten değişebilecek çok şey var.”
🌟Bu hafta, Alıp Başını Gidenlerimizin sofrasına uğradık.
🎄Haftaya, 2023 senesini kapıyoruz! Vay be…
💌Çevrimiçi rakı soframız olan 20'liğin Instagram hesabını buradan takip edebilirsiniz. Artık TikTok’umuz da var, bekleriz.
💬Bu sayımızla ilgili yorumlarınızı, düşüncelerinizi bekliyoruz! Aşağıda buluşalım.
✨ O zaman haftaya aynı saatte diyelim mi? ✨
Şerefe!
💕 Yasmin 💕